SAHİH-İ BUHARİ

Bablar - Konular - Numaralar

KİTABU’L-İTK’

<< 1118 >>

EK SAYFA – 1118-2

باب: فضل من أدب جاريته وعلمها.

14. CARİYESİNİ EĞİTEN VE ONA İLİM ÖĞRETEN KİŞİ'NİN FAZİLETİ

 

حدثنا إسحاق بن إبراهيم: سمع محمد بن فضيل، عن مطرف، عن الشعبي، عن أبي بردة، عن أبي موسى رضي الله عنه قال: قال رسول الله صلى الله عليه وسلم: (من كانت له جارية فعالها فأحسن إليها، ثم أعتقها وتزوجها كان له أجران).

 

[-2544-] Ebu Musa (r.a.)'dan rivayet edilmiştir: Allah Resulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem "Cariye sahibi olan bir kimse onu güzelce eğitir, sonra azat edip evlenirse iki kat mükafat alır" buyurmuştur.

 

Bu hadis Nikah bölümünde ayrıntılı olarak açıklanacaktır. İnşaallah

 

 

باب: قول النبي صلى الله عليه وسلم: (العبيد إخوانكم، فأطعموهم مما تأكلون).

15. NEBi S.A.V.'İN "KÖLELERİNİZ SİZİN KARDEŞLERİNİZDİR. BU YÜZDEN SİZ NE YİYORSANIZ ONLARA DA YEDİRİN" BUYRUĞU

 

وقوله تعالى: {واعبدوا الله ولا تشركوا به شيئا وبالوالدين إحسانا وبذي القربى واليتامى والمساكين والجار ذي القربى والجار الجنب وابن السبيل وما ملكت أيمانكم إن الله لا يحب من كان مختالا فخورا} /النساء: 36/.ذي القربى: القريب. والجنب: الغريب. الجار الجنب: يعني الصاحب في السفر.

"Allah'a ibadet edin ve O'na hiçbir şeyi ortak koşmayın. Ana-babaya, akrabaya, yetimlere, yoksullara, yakın komşuya, uzak komşuya, yakın arkadaşa, yolcuya, ellerinizin altında bulunanlara iyi davranın; Allah kendini beğenen ve daima böbürlenip duran kimseyi sevmez"

 

حدثنا آدم بن أبي إياس: حدثنا شعبة: حدثنا واصل الأحدب قال: سمعت المعرور بن سويد قال: رأيت أبا ذر الغفاري رضي الله عنه، وعليه حلة، وعلى غلامه حلة، فسألناه عن ذلك، فقال: إني ساببت رجلا، فشكاني إلى النبي صلى الله عليه وسلم، فقال لي النبي صلى الله عليه وسلم: (أعيرته بأمه). ثم قال: (إن إخوانكم خولكم، جعلهم الله تحت أيديكم، فمن كان أخوه تحت يده، فليطعمه مما يأكل، وليلبسه مما يلبس، ولا تكلفوهم ما يغلبهم، فإن كلفتموهم ما يغلبهم فأعينوهم).

 

[-2545-] Ma'rur İbn Süveyd'den nakledilmiştir: Ebu Zer el-Ğıfari r.a.'yi görmüştüm. Kendisi ve kölesi üzerinde bayramlık kıyafet vardı. Bunun sebebini sorduk. Şöyle cevap verdi: Ben (kölelerden olan) birisiyle atışmıştım. Beni Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e şikayet etti. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bana "Annesinden dolayı ayıpladın mı onu!" buyurdu. Sonra şöyle devam etti: "Bu kardeşleriniz sizin hizmetinizi görüyorlar. Allah bunları sizin eliniz altına vermiş. Kardeşini eli altında tutanlar (köle sahipleri), kendi yedikleri ve giydiklerinden ona da yedirsin ve içirsinler. Onlara güçlerinin yetmeyeceği yükü yüklemeyin. Şayet onlara böyle ağır bir yük yüklerseniz siz de yardımcı olun."

 

 

AÇIKLAMA:     Bu hadis İman bölümünde başka bir rivayet zinciri ile Şu'be'den nakledilmişti ve o rivayette şu ilave vardır: "Sen İslam öncesinirı - cahiliye döneminin kalıntılarını taşıyan bir adamsın. Bu kardeşleriniz sizin hizmetinizi görüyorlar ... "     "yediklerinden yedirsin": Yani kendisi ne yiyorsa ona da ondan yedirsin.

 

İki başlık sonra gelecek olan ve Ebu Hureyre'nin rivayet ettiği şu hadis de bunu destekler: "Onu kendisiyle birlikte oturtmuyorsa hiç olmazsa bir lokma uzatsın."

 

Bu hadisten maksat, her açıdan eşit olmak değil; yardımcı olmaktır. Bununla birlikte Ebu Zer gibi bazı sahabiler, bunu en kamil anlamında kabul ederek kölelerini kendilerine eşit tutmuşlardır ki en güzel davranış budur. Yoksa bu caiz olmakla birlikte kişi kölesini ailesiyle bir tutmaz.

 

Bu hadisten kişiye ancak gücünün ye ttiği kadar görev verilmesi gerektiği de anlaşılmaktadır. Görev verilen kimsenin görevi yapmaya gücü yetiyorsa kendisi yapar. Aksi halde ona yardım edecek başka birini daha görevlendirmelidir. Bu hadiste kölelere sövmek ve anne-babalarından dolayı onları ayıplamak yasaklanmış; onlara iyilik etmek ve yumuşak davranmak teşvik edilmiştir. Köle yerini tutan ücretli işçiler ve hizmetçiler de bu konuda köleler gibidir. Yine bu hadis, kişinin bir Müslümana karşı büyüklenmemesi ve onu küçük görmemesi gerektiğini göstermektedir. Yine bu hadiste, iyiliği emretme ve kötülüğü yasaklama örneği görülmektedir. Ayrıca hadiste köle hakkında "kardeş" ifadesi kullanılmıştır. Akrabalık anlamı kastedilmiş ise bu, mecazi bir kullanımdır. Çünkü herkesin soyu Adem'e dayanır. İslam kardeşliği de kastedilmiş olabilir. Bu durumda gayrimüslim köle, bu sözün kapsamına dolaylı olarak girer. Ya da hüküm Müslüman kölelerle ilgilidir.